Posts

Showing posts from 2020

"Mikroplar"

"Karakol amiriyle görüşmek için gittik. Yaşadığımız problemi birinci ağızdan anlatmak istedik. Amire kendimizi korumaya kararlı olduğumuzu, bunun için de bize bir cevazname vermesi gerektiğini söyledik. Böylece [kendimizi korurken] çocuklardan birini yakalayıp öldürdüğümüzde sorumlu tutulmamamız gerektiğini belirttik." Yukarıdaki sözler,  "Interpeace"  ve  "Indigo Cote d'Ivoire"  adlı sivil toplum kuruluşlarınca  "mikroplar"  adı verilen şiddet eğilimli çocuk ve gençler hakkında 2017 yılında yayımlanan raporda kayıtlı.  Dahası bu sözleri sokak röportajı sırasında kendisine mikrofon uzatılan sıradan bir  Fildişi Sahili  vatandaşı dile getirmiş. İlk bakışta, suçlu da olsa bir çocuğun canına kıyılmak için istenmesini kabul edilemez buluyoruz. Ancak  Afrika  ülkelerinde, özellikle büyük şehirlerde önemli bir güvenlik sorunu haline gelen, sivil halkı ve ilgili kamu kurumlarını çaresiz bırakan, öznesi çocuk ve gençler olan şiddet olayları...

Etiyopya'da iç savaş: Afrika'nın son imparatorluğu dağılma sürecine mi giriyor?

  Etiyopya Başbakanı   Abiy Ahmed 'in 2019 yılı   Nobel Barış Ödülü 'nü almasına ilişkin   değerlendirme mde ödülün, Etiyopya içi ve bölgesel barışın sağlanması istikametinde bir temenni ve Abiy Ahmed'i daha fazlasını yapmaya teşvik mahiyetinde olduğuna işaret etmiştim.  Ancak, aradan geçen süre zarfında Abiy Ahmed'in gittikçe daha otoriter bir çizgiye kaydığını görüyoruz.  Dahası, adıgeçenin ülkesini uzun sürebilecek bir iç savaşa sürüklediğine şahit oluyoruz.  Bu bağlamda 4 Kasım 2020 tarihinde Abiy Ahmed, Tigray Halkı Kurtuluş Cephesi (Tigray People's Liberation Front-TPLF) yönetiminin bölgede bulunan askeri bir üsse saldırı düzenlediğini kaydederek, TPLF'ye karşı askerî harekât başlatıldığını duyurdu.  Yazının tamamı için tıklayınız . 

Afrika'nın seçimi

  Kongo Cumhuriyeti 'nin eski Cumhurbaşkanlarından Pascal Lissouba,   "Kimse kaybedeceği bir seçimi düzenlemek istemez"  demişti.  Lissouba'nın bu sözü,  Afrika 'nın birçok ülkesinde otokrat olarak tanımlanabilecek Cumhurbaşkanlarının seçimlere bakış açısını yansıtıyor.  Bu bağlamda, 35 yıldır ülkesini yöneten Uganda Cumhurbaşkanı  Yoweri Museveni  ve 37 yıldır  Kamerun 'da iktidarda bulunan Paul Biya gibi liderler için seçimler  "demokrasicilik oyununun gereği bir formalite" den ibaret.  Arkasında halk desteği olan muhalefetin cesaretli bir duruş sergilediği ender durumlarda ise seçimler, dönemsel bir baş ağrısı olarak algılanıyor.  Artık sonuna yaklaştığımız 2020 yılı içerisinde Sahra-altı Afrika'da bu kategoriye dahil edilebilecek yarım düzine seçim yapıldı.  Yazının devamı için tıklayınız .

Nijerya'daki protestolar: Buteflika, El-Beşir ve Keita'dan sonra sıra Buhari'de mi?

  1 Ekim Perşembe günü bağımsızlığının 60'ncı yıl dönümü olan   Nijerya , kutlamaların hemen ertesinde ülke geneline yayılan ciddi bir protesto sarmalı içine girdi.  İlk iki haftasında protestolar, emniyet teşkilatı bünyesindeki Hırsızlıkla Mücadele Özel Birimi'ni (Special Anti-Robbery Squad-SARS) hedef alıyordu.  Çünkü bu birim mensubu polislerin irtikap ettikleri rüşvet, yasadışı gözaltı, işkence ve cinayet gibi suçlar artık ayyuka çıkmış durumda. Yazının tamamı için tıklayınız .

Fransa İslam'ı, Türkiye İslam'ı, Afrika İslam'ı

  Fransa Cumhurbaşkanı   Macron , 2 Ekim Cuma günü yaptığı bir konuşmada  "Fransa'da İslam'ın dış etkilerden kurtarılması"   ve ülkede   "bir Aydınlanma İslamı inşa edilmesi"   gerektiğini söyledi.  Bu bağlamda Macron,  Türkiye ,  Cezayir  ve  Fas  başta olmak üzere yabancı ülkelerden gelen imam ve vaizlerin Fransa'da eğitilmesi ve yetkilendirilmesinin, kültür şartına uymayanların görevlerine son verilmesinin planlandığını kaydetti.  Macron ayrıca, tarih, bilim ve kültür gibi alanlarda teşvik edilecek bir " Fransa İslamı " hedeflediklerini dile getirdi.  Macron'un yasal zemine de oturtmayı öngördüğü bu plan, belli ölçüde Türkiye ile Fransa arasında son dönemde yaşanan sorunlara bağlanmakla birlikte uzun zamandır üzerinde çalışıldığı izlenimi veriyor.  Öte yandan,  İslam 'ın belli bir ülke ve coğrafyayla nitelenmesi de esasen yeni bir yaklaşım değil.  Yazının devamı için tıklayınız . 

Demokrasinin düşmanları

  Adamın birisi yolda giderken paslı bir nal bulur. Yoksulluğu nedeniyle bulduğu bu nala sevinen ve ümitlenen adam   "geriye üç nal ile bir at kaldı"  der.  Bu anekdotun  Afrika  kıtasındaki halkların demokratikleşme arzusunu ve serüvenini açıkladığı söylenebilir.  Zira, 1990'larda kıtadaki birçok ülkede çok partili hayata geçilmesi ve seçimlerin yapılmaya başlanması bulunan nala benziyor ve demokrasi adına ümit vadediyor.  Öte yandan bulunan nal paslı, çünkü seçimler büyük ölçüde hür ve adil bir şekilde yapılmıyor.  Diğer üç nal ve atı temsil eden hukukun üstünlüğü, toplumu oluşturan tüm bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması, yargı bağımsızlığı ve hesap verebilirlik gibi demokrasinin olmazsa olmaz prensipleri ya ortada yok veya bu alanlarda ciddi sorunlar bulunuyor. Yazının devamı için tıklayınız . 

Üçüncü dalga ne zaman gelecek?

  Harvard Üniversitesi siyaset bilimi profesörlerinden Samuel Huntington, 1991 yılında yayınladığı   "Üçüncü Dalga: 20. Yüzyıl Sonunda Demokratikleşme"   adlı eserinde dünya genelinde demokratikleşmeyi üç dönem halinde inceler.  Birinci dalgayı Amerikan ve Fransız devrimleriyle başlatırken, müteakip dalganın İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen süreçte ortaya çıktığını söyler.  Üçüncü dalganın ise 1974 yılında  Portekiz 'deki diktatörlüğün son bulmasıyla başladığına ve Soğuk Savaşın ardından doruk noktaya ulaştığına dikkat çeker.  Ancak  Afrika 'nın demokratikleşme tarihinin, Huntington'ın ortaya koyduğu bu dönemlerle uyuşmadığını görürüz.  Yazının devamı için tıklayınız .

Mali'deki gelişmelerin penceresinden Afrika'da darbelerin nedenleri

  Geçen hafta   Mali 'de askeri bir darbe gerçekleşti ve 2013 yılından bu yana ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı   İbrahim Bubakar Keita   alaşağı edildi.  Böylelikle başkent  Bamako 'da halkın, ülkedeki yoksulluk, yolsuzluklar, seçim usulsüzlükleri ve gittikçe kötüleşen güvenlik durumu gerekçesiyle haziran ayı başından buyana Keita'nın istifası beklentisi, farklı bir şekilde de olsa gerçekleşmiş oldu.  Keita, seleflerinden Musa Traore gibi protestocuların istifa çağrılarını yanıtsız bırakmayı yeğleyerek Mali'nin askeri darbeyle devrilen dördüncü  Cumhurbaşkanı  unvanını(!) kazandı.  Şimdilerde Mali'de, geçen yıl  Sudan 'da olduğu gibi, muhtemelen askeri cuntanın güdümünde olacak üç yıllık bir geçiş dönemi konuşuluyor. Mali ve Sudan bu konuda yalnız değiller; zira kıta ülkelerinin büyük çoğunluğunun bağımsızlığını kazandığı 1960'lı yıllardan bu yana  Afrika , dünyanın en fazla askeri darbe gerçekleşen coğrafyası.  Şimdiye kadar...

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Afrika’da kalkınmanın finansmanı

  Keçecizade Fuat Paşa, Tanzimat döneminin en önemli şahsiyetlerinden biriydi ve iki kez Başbakanlık (Sadrazam), beş kez de Dışişleri Bakanlığı makamında bulunmuştu.  Avrupalı muhataplarına karşı Osmanlı Devleti’nin o dönemde dünyanın en güçlü devleti olduğunu iddia eden Paşa’nın bu iddiasına delil olarak  “Asırlardır siz dışardan, biz içerden bir türlü yıkamıyoruz!”  dediği nakledilir.  Fuat Paşa’nın bu sözünü  Afrika ’nın kalkınma serüvenine uyarlayacak olursak, en az bir asırdır kıtanın kalkınması için hem Afrika dışından hem içinden gayret gösterilmesine rağmen arzulanan kalkınma düzeyine bir türlü ulaşılamadı.  Bu gayretlerin samimiyeti tartışılabilir. Ancak, Afrika ülkelerinin veya dünyanın başka coğrafyalarındaki diğer az gelişmiş ülkelerin kalkınabilmesi için mali kaynaklar, yani kalkınmanın finanse edilmesini sağlayacak varlık ve fonlar kilit önemi haiz. Makalenin devamı için tıklayınız . 

Tarihsel perspektiften Mali’deki protestolar

  Moritanya’dan Sudan’a kadar uzanan Sahel bölgesinin yüzölçümü bakımından en büyük ülkelerinden   Mali , haziran ayı başından bu yana Cumhurbaşkanı İbrahim Bubakar Keita aleyhine kitlesel gösterilere sahne olmakta.  Protestocular ülkedeki yoksulluk, yolsuzluk ve işsizliğin yanısıra güvenlik durumunun gittikçe kötüleşmesi gibi nedenlerle Cumhurbaşkanı Keita’nın istifasını istiyor.  Ancak bu protestoları ilginç kılan, ülkenin önde gelen din adamlarından olan Mahmoud Dicko’nun çağrısıyla başlaması ve siyasi yelpazenin hemen her kesiminden parti ve oluşumları etrafında toplaması.  Yazının devamı için tıklayınız .

Afrika için “déjà vu” vakti

Koronavirüs  kaynaklı küresel salgın  Afrika  kıtasında hızla yayılıyor ve kıta ülkeleri ekonomileri üzerindeki etkisi gün geçtikçe artıyor.   Bu bağlamda Uluslararası Para Fonu ( IMF ), Sahra-Altı Afrika’nın 2020 yılı içerisinde yüzde 5,4 daralabileceğini öngörüyor.  Bahsekonu ekonomik daralma Sahra-altı Afrika’da son çeyrek asır içerisinde görülecek ilk resesyon anlamına geliyor.  Dahası, normal şartlarda ihtimal verilemeyecek olan bu denli bir ekonomik küçülmenin dahi iyimser kalma ihtimali bulunuyor.  Zira, mevcut durumda salgının öngörülenden daha uzun süreceğine yönelik tahminler ağırlık kazanıyor.  Öte yandan salgının oluşturduğu ekonomik koşulların, doğru kullanılması halinde Afrika ülkeleri için bir fırsat oluşturduğu dillendiriliyor.  Bu bağlamda Afrika ülkelerinin kalkınmasının önünde engel teşkil eden ekonomik kısır döngülerin kırılabileceği iddia ediliyor.  Teoride kulağa hoş gelmekle birlikte böyle bir olasılığın gerçe...

George Floyd, Nuh Peygamberin nesi olur?

Siyahi Amerikalı George Floyd’un, Amerikan halkını ve dahi kendisini korumakla görevli polis memurları tarafından geçtiğimiz ay öldürülmesinin ardından ırkçılık, ABD başta olmak üzere tüm dünyada yeniden tartışılmaya başlandı.  Tepkilerin odak noktasını siyahilere yönelik ırkçı ve ayrımcı politikalar oluşturdu. Bu bağlamda  “milli kahramanlar”  olarak görülen eski sömürge idarecilerinin veya köle tacirlerinin heykelleri bir bir söküldü.  Ancak, hemen her toplumun kendi  “zencileri” nin bulunduğu, ayrımcılığın köle ticareti ve sömürgecilikle sınırlı kalmadığı, dolayısıyla başta Afrika ülkeleri olmak üzere  “beyaz ırk”  olarak görülmeyen halkların mevcut durumda dahi uluslararası siyasi ve ekonomik sistem tarafından ikinci sınıf görüldüğü gerçeği her türden ırkçılığın faillerini pek ırgalamadı. O halde bugün dünya nüfusunun büyük bir kısmını öyle veya böyle etkileyen, ancak en fazla zararı Afrika halklarına veren ırkçıl...

Bir otokratın ardından: 1972 Soykırımından bugüne Burundi

Burundi Cumhurbaşkanı Pierre Nkurunziza geçen hafta başında vefat etti. Koronavirüs küresel salgını bağlamında Nkurunziza’nın ölüm nedeni üzerinde spekülasyonlar uluslararası kamuoyunda gündem olurken, adıgeçenin arkasında bıraktığı siyasi miras üzerinde pek durulmadı. Bu minvalde, Nkurunziza’nın akıbetinden ziyade, ülke nüfusunun yüzde 85’ini oluşturan Hutular ile yüzde 14’ünü meydana getiren Tutsiler arasındaki husumete, dolayısıyla ülkenin kaderine odaklanmak gerekiyor.  Yazının devamı için tıklayınız .

Sudan’da gençler devrim treninden indirildi mi?

“ Sudan’ın devrim trenini bekleyen zorlu yokuşlar ” başlıklı yazımızı Alex De Waal’ın bir sözüyle bitirmiştik. De Waal mealen, 30 yıldır iktidarda olan  El-Beşir ’i deviren darbenin gerçek anlamda demokrasiye doğru bir adım olabilmesi için, ülkedeki demokratların askerleri karşılarına alması gerektiğini ifade etmişti.  11 Nisan 2019’da ordunun yönetime el koymasının ardından geçen süreyi dikkate aldığımızda, esasen bu karşı duruşun ilk raundunun, geçtiğimiz yıl dün meydana gelen 3 Haziran katliamı ve hemen akabinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda gençler, maruz kaldıkları katliama rağmen meydanları terk etmemişler, aksine daha büyük kalabalıklar halinde  demokrasi  taleplerinin arkasında durmuşlardı.  Yazının devamı için tıklayınız https://www.indyturk.com/node/189996/d%C3%BCnyadan-sesler/sudan%E2%80%99da-gen%C3%A7ler-devrim-treninden-indirildi-mi

Afrika’nın koronavirüs ile imtihanı

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüsü küresel salgın ( pandemi ) ilan ettiği 11 Mart Salı günü gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantısında, salgınla mücadelenin topyekün ve dayanışma halinde yapılması gerektiğini söyledi. Zira  Çin  tarafından 31 Aralık 2019 günü  DSÖ ’ye bildirilmesinden bugüne kadar (19 Mart) koronavirüs ( kovid-19 ) 150 ülkede 200 binin üzerinde kişiye bulaştı ve 9 bine yakın can aldı.  Geçtiğimiz 20 yıl içerisinde meydana gelen diğer salgınlara göre daha az ölümcül olan koronavirüsü ürkütücü kılan faktör, semptomların henüz ortaya çıkmadığı kuluçka evresinde dahi bulaşabilmesi ve kitlesel boyuta çok çabuk ulaşabilmesi. Yazının tamamı için tıklayınız

AB’nin Yeni Afrika Strateji Belgesi: Güncel sorunlar ile uzun vadeli çıkarlar arasında bocalama

Yanlış hatırlamıyorsam 1999 yılındaki İzmit depremi sonrasıydı. Depremin yıkıcı etkilerinin hafifletilmesi ve yaraların sarılabilmesi için toplumsal dayanışma çağrıları yapılıyor ve büyük şirketlerden destek bekleniyordu. Bu hususu konu alan bir karikatürde, yuvarlak bir masa etrafında toplanmış 4-5 kodamandan birisi  “Bu yıl kâr etmeyelim”  teklifinde bulunuyordu. Diğerlerinin buna yanıtı ise  “Peki bundan kârımız ne olacak?”  şeklindeydi.  Devamı için  https://www.independentturkish.com/node/147471/d%C3%BCnyadan-sesler/ab%E2%80%99nin-yeni-afrika-strateji-belgesi-g%C3%BCncel-sorunlar-ile-uzun-vadeli

Turkey-Africa Relations: Setbacks Amidst Advances

Turkey is getting ready to hold its third Turkey-Africa Summit,  probably this April , in the framework of its eye-catching Africa partnership policy. Launched in the early 2000s, this policy is widely considered successful given Turkey’s prior near-absence from the continent for almost a century. However, two major dynamics negatively impact this engagement.  to continue reading,  https://africaupclose.wilsoncenter.org/turkey-africa-relations-setbacks-amidst-advances/

Afrika Birliği Zirvesi: Kagame’den sonra fabrika ayarlarına dönüş

Afrika Birliği ( AfB ) 33. Olağan Zirvesi 9-10 Şubat 2020 tarihlerinde Etiyopya’nın başkenti  Addis Ababa ’da düzenlendi. Dönem başkanlığını Mısır’dan devralan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin (GAC) önümüzdeki yıl içerisindeki temel önceliği, zirvenin temasından da anlaşılacağı üzere kıtadaki ihtilaf ve çatışmaların sonlandırılması olacak.  2020 sonuna kadar kıtada  “silahların susturulması”  hedefi, esasen beş yıl önce kabul edilen Gündem 2063’e de dercedilmişti. Ancak arazideki şartlar göz önünde bulundurulduğunda bu hedefin biraz iddialı olduğunu belirtmek gerekiyor. Öte yandan Zirve, Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame’nin dönem başkanlığında (2018) özel önem atfedilen AfB reformu gündeminin rafa kaldırıldığının tescili niteliği taşıyor. Devamı için  https://www.independentturkish.com/node/130781/d%C3%BCnyadan-sesler/afrika-birli%C4%9Fi-zirvesi-kagame%E2%80%99den-sonra-fabrika-ayarlar%C4%B1na-d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F

Afrika’da sağlık: Kim korkar koronavirüsten?

Ocak ayı başından bu yana tüm dünya,  Çin ’in Vuhan kentinde ortaya çıkan  koronavirüs  salgınını konuşuyor. Virüsün dünyanın en kalabalık nüfusunu barındıran Çin’de ve ülkenin orta kesiminin başkenti olarak bilinen 11 milyon nüfuslu bir şehirde başgöstemesi, küresel bir salgın endişesinin artmasına neden oldu ve  Dünya Sağlık Örgütü , 30 Ocak 2020 tarihinde  “küresel acil durum”  ilan etti.  Salgının dünyamız için ne ölçüde tehlike oluşturduğunu söylemek için henüz erken olmakla birlikte, geçmişteki viral salgınların ciddi can kayıplarına neden olduğu biliniyor. Devamı için https://www.independentturkish.com/node/128056/d%C3%BCnyadan-sesler/afrika%E2%80%99da-sa%C4%9Fl%C4%B1k-kim-korkar-koronavir%C3%BCsten